20 Ağustos 2010 Cuma

Öyle Böyle :)

->Hayat arkadaşım Karamel ile evde maceralarımıza devam ediyoruz. Ne yersem istiyor.Karpuz, kavun,peynir herşeyin tadına bakmaya meraklı ve de keyfine düşkün. Kapının anahtarını çevirdiğimde onu karşımda göreceğimi bilmek müthiş bir duygu...Olmasaydın büyük bir boşluk olurdu evde.Bu yüzden teşekkürler Karamel.

->Ben bu maskaraya bayıldım.Yves Saint Laurent. Muhteşem yapıyor kirpikleri.Biraz tuzlu olsa da değer!!

->Haftasonu saçlarımla uğraşacağım biraz.Değişikliğin ruhuma da renk getirmesini diliyorum

->Düzce de olacağım.Yeşile doyacağım.Ailemin yanında bol bol dinleneceğim.Yalnızlıkta bir yere kadar ama aaaaaa

3 Ağustos 2010 Salı

Yeni formül

Görmezden gelme formülünü devreye almış bulunmaktayım

Neler üzerinde mi uyguluyorum , buyrun :

Görmezden gelinen 1: Şımarık ayakları üzerinde duramayan geçmişte zamanı ve aynı ortamı paylaştığıma yandığım şimdi kendini gösterme çabasında olan bi arkadaşı görmezden geliyorum

Açıklama : Bir gün bir adım da olsa olgunlaştığını görürüm umarım. O zaman görüşsek daha ii olur.

Görmezden Gelinen 2 : Beni sabahları çileden çıkaran servis şöförü ve tavırları

Açıklama : Servis şöförüm sabahın 7 sinde beni tenha bir yoldan almaya ikna etmeye çalışıyor.Direniyorum bakve sakin olmaya çalışıyorum...

Görmezden Gelinen 3 : Gecenin 11 -12 sinde evin önünde top koşturan, çığlık atan çocukları

Açıklama : Bu konuda hem haklı hem haksızım : Zamanında oyun oynarken yaptığımız gürültüden dolayı başımızdan aşağı su yediğimizde başlattığım kampanya sonucu tüm sitede çocuklara rahatça oyun oynanması sağlanmıştı.Kampanya başlığı oldukça acıklı idi " Siz çocuk olmadınız mı ?" İçerik: Ya oyun sahası yapılsın ya da başımızdan aşağı artık su dökülmesin..Yaş :12 Esra eylemde. Hem de bildirileri tüm siteye dağıtılıp apartman kapılarına asılmıştı bile....Şimdi gece oynayan çocuklara hiç bir şey diyemiyorum sızlanmaktan başka...Ama tek derdim uykusuz işe gitmemek. Gündüz olsa geçmişin hatırına gıkım çıkmazdı ama durum böyle yani..

Ben topunuzu görmezden geliyorum. Sakin kalmaya çalışıyorum. Siz de lütfedip anlayışlı olun ama.

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Inception (Başlangıç)



Inception konu olarak bana Surrogates (Suretler) ve Avatar ı anımsatsa da filmin rüya ve bilinçaltı kavramlarını işlemesi en temel farkı idi.
Makinalara bağlanıp gerçekdışı yaşama gitme konusu sinemada oldukça fazla işlenmeye başladı. Buna rağmen Inception izlenmeye değer bir film.Film başlar başlamaz görsel effectlerin büyüsüne kapılıyorsunuz ve sonra bir beyin fırtınası sarıyor etrafınızı.

Leonardo Di Caprio da oldukça başarılı. Filmde en etkilendiğim an eşi ile oluşturdukları sanal dünya ve tren raylarına uzanma sahnesi.

Ve filmden aldığım en önemli söz " Düşünceler virüs gibidir..." Filmin düğümü de bu söz ile çözülüyor bir anlamda.

Benim için güzel film anı unutturan filmdir. Eğer bir filmde yarın ne giyeceğimi düşünüyorsam, gardırobum gözümün önünde ise o film benim için iyi bir film değildir. Hatta vasattır. eğer sinemadan sonra ne yapacağımı düşünüyorsam film eh işte idare eder durumdadır... Bana zamanı unutturan film güzeldir. Ve ben bu filmde zamanı unuttum.Nerdeyim ne yapıyorum bir önemi yoktu. Abartı hiç yok filmden keyif aldım.