16 Haziran 2016 Perşembe

Ali

Sıradan bir gün...İşten çıkıp Koşuyolundan Yiğit i alıp eve gitmek üzere yürüyordum.Yiğit minübüslere bu aralar çok meraklı olduğu için taksi yerine minibüs ile önce acıbadem caddesine çıktık.

Karşıdan bir baba ile oğlu...mümkün değil 20 yıl öncesi Ali karşımda..İlk çocukluğum kendimi bildiğim andan beri ilk arkadaşım.

Olamaz gerçek mi diyerek yürüdük birbirimize ve sarıldık.Aynı yaşlardaki çocuklarımız da sarıldı birbirine.Öptüler birbirlerinin ellerini.Gözlerim doldu

Tüm duyguları karşılıklı söyleyip vedalaştık.

Fotoğraf çektirdik telefonlarımızı aldık.Tekrar görüşeceğiz kısmetse :) Ama hiç biri 20 küsür yıl sonraki ilk karşılaşma gibi olmayacak eminim.Yine de çocukluğumu kendimin bir parçasını karşımda kanlı canlı görmek yaklaşık 1 saat şapşal bir gülümseme ile bıraktı beni :)


Diğer elime de dokun

Neden nasıl oluştu bilmiyorum çok uzak zamanlarda vücudumun herhangi bir yerine dokunulduğunda simetrisi olan tarafına tekrar dokunur ya da bunu yapan başkası ise  tekrar dokunmasını isterdim..aman tanrım neler atlatmışım :)))

Yo yo gayet  sağlıklı bir bireyim :) Hatta etrafımdaki çoğu insandan daha sağlıklı düşüncelere sahibim.

Neyse bunu farkeden babamın bu tuhaf takıntıyı yenmem için  uğraştığını hatırlıyorum.Annemin de çok umursamadığını ama karşımdakinin  talebimi reddettiğinde sinirlendiğimi hatırlıyorum.Diğer elime de dokun diğer omzuma da dokun gibi..

Bunlar tamamen hafızamdan silinmişken genlerimin oğluma aktığı anı gördüğümde, evet gördüğümde bunu nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum ama aklım başımdan gitti diyebilirim.Tam olarak aynısı değil.Söylediği bir cümleyi aynen tekrar etmem ya da bir eksik fazla ifade takınmamam onun kontrolu altında olmamı istediğini görüyorum.

Duyguları gözlerinden akan bir insan olduğum için dün okulun psikologu telaşımı anlayıp yardımcı oldu.Yiğit i yakından gözlemleyecek.Fazla mı titizleniyorum ? Hayır sürekli takip etmeliyim...





10 Haziran 2016 Cuma

Yabancı

Başlığı yazarken henüz bitirdiğim Yabancı kitabını yazmak niyetindeydim ancak baktım ki her kelime seni hatırlatıyor..

Yabancı , bu kitap gibi sen de bir kitapla girdin hayatıma..Tek bir kitabın hayatımı değiştireceğini bilseydim başlar mıydım ? Kitap bahane miydi ? Hiç birini bilmiyorum tek bildiğim yazmaya seninle geri döndüğüm....

Albert Camus nun tek solukta okunası kitabıydı benim için Yabancı.Topluma yabancılaşmanın, kendine yabancılaşmanın insanların o kalıplarına giremeyişin hikayesiydi Yabancı.

Üstüne aşağıdaki  linkteki yazıyı okumamın kitabın son sayfasına geldiğim güne denk gelmesi.. Hepsi bir tesadüf mü ?

http://istiraki.blogspot.com.tr/2014/10/aysen-grudadan-mehmet-piskine-kendimi.html


Kalıbınıza ... diyesim geliyor nasıl olduğumuzu değil nasıl göründüğümüzü önemsediğimiz sürece kendimize dışarıdan bakacak kadar önem atfettiğimiz sürece sonumuz maalesef onunla aynı..






1 Haziran 2016 Çarşamba

Evet Yaptım !

Yaptığımı savunacak değilim.Ama o metroda bacaklarını açarak oturan tip beni buldu..Yanımda gevşek gevşek otururken tuttum kendimi sabır dedim.Metro Küçükyalı durağına geldiğinde hafifçe ayağa kalkıp kapıya yöneldim.Sol elimde tuttuğum çantamı , solumda kapının hemen yanında oturan beyfendinin (!) kafasına geçirip omuzuma aldım .Hiç bir şey yok gibi devam ettim çıktım metrodan..Evet yaptım.Sanırım o gün normal değildim.

Kapıyı Anahtarla Açmak ya da açmamak

Yıllar yıllar önce henüz yeni ergenlik ya da ergenlikten çıkma döneminde okuduğum yazarını tam hatırlayamadığım bir kitaptı bu başlık.Kapıyı Anahtarla Açmak

Şimdi evde annemin olduğunu bilmek tıpkı okul günlerimdeki gibi heyecanlandırıyor beni..Eve gitsem otursak yemek sonrası çay demlesek içsek..Şuan şu mesaide olmam bile beni huysuzlandıramıyor..Mutluyum kapıyı anahtarla açmayacağım  evde annem var !!