23 Aralık 2014 Salı

Bakım Zamanı

Haftasonu Düzce'de abim ,Sibel,annem babam birlikte idik.Sibel den müthiş tarifler aldım.Saç ve cilt için.

Sıralıyorum bilginize :

Evigen ampul,Bephanten,Bmix ampuller normal şampuan katılır ve düzenli  kullanılır.
Aynı ampul 3 lüsü ile badem yağı ile saç maskesi yapılır.
Evigen ampul ile her gün 1 damla parmak ucları ile göz altlarına masaj yapılır.Durulanmaz cildin emmesi beklenir.

İşte böyle.Bugün hemen eczaneden ampullerimi aldım.Hepi topu 11 lira tuttu.Bir sürü bakım malzemesine harcayacağımıza vitamin deneyelim bir de.Bu rüzgara iş yerindeki arkadaşlarımı da kattım.Hepimiz evigen ,bmix,bepanthollendik.Hadi bakalım.Yarıyor mu göreceğiz.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Hiç bir şey hayat kadar şaşırtıcı değildir.Yazı hariç.Yazı hariç.


*İş yerimin düzenlediği  yeni yıl partisinde bu sene Volkswagen Arena da idik.Cuma akşam üstü trafiği zor gelse de eğlendik coştuk pırıltılı dövme yaptırdık.Biraz hava aldık.

* Neredeyse hemen hemen her ayın ortası iş yeri mesaisindeyim.Cumartesi gece 3 te başlayan mesaim dün Pazar sabahı 9 da bitti.Kapıda bekleyen ailemle birlikte Maşukiye ye gittik.Bol güneş, bol oksijen , bal-kaymak,börek hımm güzel bir Pazar oldu.Yukarıdaki resim benim dereye karşı el sallayan gölgem.
Gece 10 da  kulağıma eğilip "Anneeee" diye seslenen oğluma rağmen uykuya teslim oldum.Oksijen ve uykusuzluk çarpması diyelim.

*Kara Kitap ı bitirdim .

Bir kaç ay önce   "Gölge Avcıları Kulübü" kitabını adıma imzalatırken okuduğum cümle ile bitii kitap.Bu hoş tesadüf beni mutlu etti.
Hiç birşey hayat kadar şaşırtıcı değildir.Yazı hariç.Yazı hariç.Evet tabii, tek teselli yazı hariç

Bu cümle ile sonlandı kitap.Orhan Pamuk un 2013 Ağustos unda kitabı yazış sürecinde neler yaşadığını anlattığı bir not da eklenmiş kitabın sonuna..Bu yazı, kitabın  bir anda terkedip bırakmadığı hissi verdi bana.Bir anda bıçak gibi bitmedi sanki hala yaşıyorum kitabı.


10 Aralık 2014 Çarşamba

Dalıp gitmişiz

Dalıp gitmişiz yola..Sen arabayı kullanırken ben yanında yolu izliyorum sabah mahmurluğu üzerimizde...Kimbilir nerelerde aklın , kimbilir nerelerde aklım...Bir gün başlıyor işte.Karanlıkta uyandığım bir sabah daha..Kendiliğinden saatin 6:35 olduğunu hissederek uyandığım sabahlardan biri.

Oğlumuz uyanmasın diye sessizce açtığım çekmecelerden çoraplarımı aldım yine..Geceden belirlediğim kıyafetlerime uzandı ellerim gardrobumda, ezberlemişçesine buldum eteğimin yerini..Giyindim ve sen her zamanki gibi ben hazırım dedin..Ben de 5 dk dedim.5 dk sonra tekerlek döner dedin.10 dk sonra çıktık evden.

Dalmışız gidiyoruz yolda..Kimbilir nerede aklın, kimbilir nerede aklım.Her zamanki gibi  E5 e bakıp ilerlerken, her zaman bıraktığın metro durağını kaçırdık ilk defa.Aa Esra kaçırdık dedin telaşla..Uyandım.Neredeydi aklımız ?

Yenisahra yerine Kozyatağından bindim metro ya.Her zamanki gibi ağır ağır ilerledim..Yürüyen merdivenlerden inerken önce gövdem kayboldu yavaş yavaş el sallarken sana sonrasında gözlerim.

Sahi ya nerdeydi aklımız ?

2 Aralık 2014 Salı

Kaos

İçim tuhaf.Hayatımın kararsızlık günlerini bakıcı arama günleri olarak hatırlayacağım.Doğum sonrası ilk işe başlarken yaşadığım bu kaosu tekrar yaşıyor olmak,iş mi ev mi ikileminde kalıp hiç birşeye odaklanamamak kötü. Bakıcımız ameliyat nedeniyle işi bırakıyor.Tabi bu süreçte insan sarrafı olabilseydim diye içimden geçirip hergün iş çıkışı görüştüğüm adayların gözlerinin içine bakıp bir ipucu yakalamaya çalışıyorum.Yanımızda iyiki Şerife anne var.75 yaşındaki kayınvalidem.. Hikaye ,olay anlatımları muhteşem, sohbeti iş sonrası biraz ağır gelse de akıcı,kendisiyle dalga geçebilen , annem duymasın mutfakta harikalar yaratabilen kalender bir kayınvalide.Benim için bir nevi anneanne gibi.Uzun ömürleri olsun...

Bazen hani böyle için şişer, ne yapıyorum ben bu dünyada dersin.İşte o kıvamdayım bu aralar.Böyle işte...


18 Kasım 2014 Salı

İnadım inat

Aşağıda kahvaltı sonrası çayımı aldım ..Güne başlamadan önceki son kontroller.Uçuşa hazırlanan pilot gibiyim :) Çay çok güzel güne başlamak için
Şamil arıyor.Daha önce ona söylediğimde çok güldüğü cümleyi  arabada işe giderken radyoda duyunca hemen telefona sarılmış. Annemin beni tanımladığı cümle..İnadım inat ...kanat :) Bende daha ne cümleler var dedim telefonu kapatırken.Şaşırıyor bazen cümlelerime.Nerden buluyorsun diyor..Evet nerden buluyorsun anne ?

Çay çok güzel demiş miydim ? Hatta kahveden daha güzel değil mi ? Yok bazen kahve de çok güzel.Ama çay başka.Çayı tarif eden bir şeyler yazmak isterdim.

Bağlandım.Yine bağlandım bir kitaba.Kara Kitap.Rüya yı merak ediyorum nasıldır acaba?  Orhan Pamuk un aklındaki Rüya nasıldı ? Sabahki uyuşukluğu üzerimden atmak için bir neden; kitabıma kavuşacağım diyip çıkıveriyorum evden.

Böyle gün boyu yazıp silsem, bana tad veren cümleler kurabilsem nasıl olur ?



10 Kasım 2014 Pazartesi

Kasım dan bir haftasonu

Akşam üzeri ovaya çöken pusa rağmen seviyorum Düzcede olmayı.Kısacık haftasonunda bir gün Şerife annede bir gün annemde olmayı...Koştur koştur aman herkes torunu sevebilsin kırgınlık çıkmasın hallerimizi seviyorum.Sizi değil torunu özledik biz  derkenki keyiflerini , torunlarıyla geçirdiği vakitleri gözlemlemeyi seviyorum.Abimlerimle olmayı en çok da geyik yapmayı seviyorum.Arada çerkezce konuşmalara az da olsa katılmayı durduk yerde "bo fena"  dediğimde kayınvalidemin yüzündeki gülümsemeyi  seviyorum.

Yiğit Janbek sayende yolumuz gözleniyor.Hadi yine iyiyiz :)

Yeni okumaya başladığım  kitabım  Orhan Pamuk :"Kara Kitap".Severek okuyorum.

Yine nezleyim.Burunum şiş, gözlerim buğulu...

Haftasonu Binef At Çiftliğinde kahvaltı yaptık.Biraz da orada üşüttüm sanırım

Dün izlediğim belgeselin etkisi hala üzerimde.İlizyon ve manipülasyon üzerine.Acaba gerçekten kendi özgür kararlarımızı mı veriyoruz ? Bu konuya eğilmem lazım :)

4 Kasım 2014 Salı

21 Ekim 2014 Salı

Wish List

Doğum günüme çok var, evlilik yıldönümüne de, yılbaşı en yakını :)
Bu aralar her yerde indirimini kolladığım 2 parçayı ekleyeyim de bir gören duyan olur belki :P

Şaka bir yana uzun zaman olmuş wish list yapmayalı.Öğrencilik , yeni mezunluk zamanları sonrası uzun beklemeler bitip "hemen alayım,aman ne olcak, bir daha mı gelecez dünyaya" zamanları gelince wish listlerin tadını unutmuşum.Halbuki beklemenin tadı başka.İşte listem;

Her rengin güzel ama lacivert bir başka güzel..Barbour benim olmalısın.


Ah nedir bu kadınların çanta derdi.Ben kolay yolu bulmuştum : "Kipling". Pratik kullanışlı temizlemesi kolay ama öyle aman aman bir şıklık yok.Beni başka çanta cezbedemez diyordum aşağıdaki Tommy çantayı görene kadar.Bu arada aşağadaki omuz tipi olmayabilir.( detaylı yazayım da ne olur ne olmaz )


Listem kısa oldu bu sefer.Evrene mesajımı yollladım bakalım hayırlısı :)


17 Ekim 2014 Cuma

İrmik Helvası


İrmik helvası yapıyorum her gelen misafire.Havam öyle yerindeki.Artık 3. yapışta tam kıvamı tutturdum.Bu seneki tatlım bu.Başka tarif öğrenene kadar.

Malzemeler
250 gr irmik ((paketler genelde 500, yarısını ekliyorsun)
125 gr tereyağı
2 bardak su
2 bardak toz şeker

Tarif :
İrmik e hiç birşey katmadan seramik tavada kavuruyorum önce.Mis gibi kokuyor.
Kısık ateşte kavrulurken arada karıştırıyorum
Küçük bir tencerede 3-4 kaşık tereyağı eritip, içine 2 bardak su, 2 bardak şeker ekliyorum.
Şeker eriyene kadar karıştırıyorum.
Tavadaki irmik renk değiştirip altın sarısı kıvamına gelince içine bir çorba kaşığı tereyağı ve fıstıkları ekliyorum

2 dk öle kavurup tenceredeki şerbeti yavaş yavaş ekliyorum. 5 dk kadar karıştırıyorum.Altını kapatıp üzerine kapak koyup 10  dk dinlendiriyorum.

Annem fıstık yoksa portakal kabugu rendeliyor.Öyle de güzel oluyor.Afiyet olsun :)

15 Ekim 2014 Çarşamba

Mesafe

Az önce güzel bir tespit okudum :

Alman filozof Arthur Schopenhauer’ın insan ilişkilerindeki yakınlığı anlatan metaforik hikayesini paylaşan Necmiye Doğruer, “Soğuk bir kış günü kirpiler ısınmak için bir araya toplanır. Ama kısa bir süre sonra dikenleri ile birbirlerini yaraladıklarını görüp birbirlerinden uzaklaşırlar. Üşüyünce, ısınma ihtiyacıyla tekrar birbirlerine yaklaşırlar ancak yine dikenlerin can yakıcı etkisini yaşarlar. Yakınlaşınca canları yanar, uzaklaşınca soğuktan üşürler. Soğuktan donmakla, batan okların acısı arasında gidip gelerek yaşadıkları ikilemi, aralarındaki uzaklık, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürer. Ne soğuktan donacak kadar uzak ne de dikenleri birbirinin canını acıtacak kadar yakın bir hal hepsine iyi gelen bir mesafe olur” diyor ve bu durumun insan ilişkilerinde de benzer olduğuna dikkat çekiyor. 

17 Eylül 2014 Çarşamba

Teoman 2

Salyangoz isimli kısa filmden alıntı görüntülerle harika olmuş klip



15 Eylül 2014 Pazartesi

Renkli Rüyalar Oteli

Haftasonu denk geldiğim bir müzik kanalından aklımda kaldı Teoman Renkli Rüyalar Oteli.Gün boyu dinlesem bıkmam o derece güzel o derece anlamlı o derece benlik şuan.Dinliyorum başa sarıyorum.Bugün iş yerindeki kızlar yok İzmir de.Yalnızım, bol müzik, bol çay, bol kahve bol çalışma, bol odaklanma.

Gölge Avcıları Kulübü  muhteşem ilerliyor.Dehlizlerde kayboluyorum kütüphaneler de yaşıyorum bu aralar.Paralelde okudğum Ateşle Oynayan Kız ikinci planda kaldı şimdilik.En azından Gölge Avcıları bitmeden dokunamayacağım o kesin.

Yiğit in saçlarını kestirdik.Çok yakışıklı oldu.Bazen Şamil i, bazen Şamil abimi görüyorum yüzünde.Bazen de  bendeki o  hüzünlü gülümsemeyi görüyorum.biraz için acıyor,o zaman anlıyorum lisede edebiyat öğretmenimin benim hakkımdaki cümlesini " Hep böyle hüzünlü mü mü bakar gözlerin..."

Teoman bildiğimiz duman demek miş.Yani Teoman evrim geçirerek şöyle olmuş.Teoman- Toman- Doman- Duman .

Hadi bu haftamız güzel geçsin.Şamil imin ilk iş günü muhteşem olsun.Yeni iş yerinde çok çok mutlu olsun !

11 Eylül 2014 Perşembe

Leblebi

Sevgili ağabeyim Mehmet Tarık ın gönderdiği güzel karikaturlerden biri.Her moralsiz, halsiz olduğumda bakıp gülümsediğim karikaturlerden 2.si.İlki "sipirmin" karikaturu onu da eklerim bir ara.

Hastayım tatil sonrası..Okuduğum kitaptan mı bilinmez bir  moralsizlik, depresif hal var üzerimde.Sürekeliyici bu kitabı bulmak için uzun süre uğraştım,aradım, bulduktan sonra mutluluktan uçtum.Beklentimin de üstünde.Ama ne bileyim bir karamsarlık hüzün çöktü üzerime..Melih in ruh hali yapıştı bana.Onun gibi gibi düşünüp, o olsa ne içerdi ne yapardı diye düşünüyorum..
Her kitap bana bunu yapıyor ve her birinden kopmak zor oluyor da bu kitabı özellikle yavaş yavaş okuyorum.Bittiğinde yaşayacağım boşluğu şimdiden hissedebiliyorum.

Abim dedim çocukluğumun Kozlu su geldi gözümün önüne.Abilerimle geçirdiğim 13-15 sene en güzel yıllarım.Bu kadar kısa birlikte yaşayacağımızı hiç bilemezdim.Söylemesem de sizi çok seviyorum.
Of yine o melankoli.Bir de Leman Sam "İlla" çalıyor kulağımda.Kalbimde yorgunluk özlem.
Abiler candır...





29 Ağustos 2014 Cuma

Boğa


Alışkanlıklarından vazgeçmek zordur Boğa için..Şimdi iş yerinde bir kat değiştirme furyası var.Kolilemeler,yerlerini beğenmeler,beğenmemeler , kimilerinin yer seçme özgürlüğü varken,kimilerinin umduğunu değil bulduğuna razı olması..Yeter diye bağırsam  taşınıyorsak taşınıyoruz nedir bu telaşe.Zaten bir boğa ya işkence ediyorsunuz alıştığı masasını terketmesini isteyerek.

Bazen de Altın Hızma Mülayim i söylesem diyorum bağırarak nasıl olur ? Yok yok acil tatil.Şükür ki Cuma.

28 Ağustos 2014 Perşembe

İstatistik mistatistik

Az önce istatistikleri kontrol ettim.Almanya dan Polonya dan ,Amerika dan, Rusya dan  blogumun ziyaretçileri olmuş.Herhalde birşeyler aratırken rast gelmiştir.Ne ilginç birileri sizin yazdığınız cümleleri okuyor ve tanımıyorsunuz bile..Keşke bir kitap yazacak kadar yeteneğim olsaydı.Dünyaya bir miras bırakmak isterdim.

Pazartesi Side ye gidiyoruz.Neden bilmem bu sefer İstanbul u bırakasım gelmiyor.Bir yandan yeni bir yer görecek olmanın çekiciliği.Değişiklik lazım..

Değişiklik demişken saçlarımı koyulaştırdım.Yakıştı mı emin değilim.Gelen tepkiler olumlu.3-4 sene önceki halim.Tabi yaşla birlikte birkaç kırışık eklenmiş bir hal muhtemelen.

Böyle işte hayat akıyor gidiyor.Yiğit Janbek büyüyor.Şirin mi şirin.Sarılınca dünya benim.


23 Ağustos 2014 Cumartesi

Alıntı

yazar ne de güzel ifade etmiş duygularını


senin için acı çektim, sana ulaşamadığım ,içimdekileri anlatamadığım her gece birkez öldüm, bana ve sevgime inanmadığında, geçeceğini söylediğinde parçalara bölündüm. aynı ruhun iki ayrı yarısı olduğumuzu söylemek istediğimde daha bunu farkedememiş olduğunu gördüğümde kalbimde cehennem sancılarını hissettim.
şimdi ise, acı sensiz geçen zamanlar, uykular, uykusuzluklar, sen görmeden kayan yıldızlar ,sana dokunamadığım anlar, gözlerindeki ışığın kaçırdığım pırıltıları ..

14 Ağustos 2014 Perşembe

Kuzey İtalya



Yazıp yazıp siliyorum ama bu günlüklerin benim için çok çok büyük değeri olduğunu hatırlayıp tekrar sadece zihnime değil buraya da aktarmak istedim yaşadıklarımı

Elimde ki kitap Ateşle Oynayan Kız.Millenium serisinin 2. kitabı.İlki Ejderha Dövmeli Kızı birkaç ay önce okumuştum.Araya Yüzyıllık Yalnızlık kitabını soktum.Sonrasında Millenium serisinde geri döndüm.Çok çok akıcı sürükleyici Polisiye tam benlik diyeceğim kitaplardan.
Aslında okumak istediğim bir kitap var ama sahaflarda bulamıyorum.Daha çok mu araştırmam gerekiyor okumak için ? Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum ama bir gün inanıyorum önüme çıkacak bu kitap...Gölge Avcıları Kulübü

Bir kaç ay önce Haziran da İtalya ya gittik.Yiğit ile birlikteydik.Yorucu ama güzel bir tatil oldu.Gittiğimiz şehirler  Milano,Bergamo,Verona, Como,Sirmione Garda Gölü.En çok etkilendiğim yerler Bergamo ve Garda gölü etrafı.Garda gölünün yakınlarında Sirmione ve Verona ya gittik.Sirmione tam bir zengin kasabası ancak çok dinlendirici ve masalsı.Verona hani bildiğimiz Sheakspeare Rome ve Juliet in aşkı yaşadığı şehir olarak bilinen Verona...Her yer sahne her yer tiyatro Verona da.Büyülyeci bir ortam.Arena nın resmini ekledim en üste...Meydan da koşturdu durdu bizimki.


Böyle kısa özetini veriyim İtalya nın.Diğer anılarım da fotoğraflarda kalsın.Pek tadım yok bu aralar ne yalan söyleyeyim.Neyim geldi bilmiyorum Tatil desem istemiyorum,şımarıklık mı , ilgi düşkünlüğü mü dersin ne dersin bilemedim.Böyle işte şarkılarla yaşıyorum bu ara..Bu ara bir gülümsüyor bir ağlıyorum...Gerçek dostluğu arkadaşlığı özlüyorum.İçimi dökmeyi özlüyorum..Annemi özlüyorum.Herşey değişmiş hayatımda meğer, istesem de eskisi gibi olamıyorum.30 lu yaşlar böyle bir şeymiş demekki...

29 Mayıs 2014 Perşembe

Rüya

Öyle yoğun rüyalar görüyorum ki bu aralar..Gece uykusunda yoruluyorum.Rüya içinde rüyalar.Okuduğum kitapla ilgisi var mıdır bilemem.Elimdeki kitap "Yüzyıllık Yalnızlık" Gabriel Garcia Marquez.Geçtiğimiz aylarda kaybettik.Ben de daha önce alıp kitaplığımda duran kitabına merakla sarıldım.röpörtajında söylediği üzere ninesinin anlattığı hikayalerden esinlenen anlatım dili oldukça ilginç.Merakla okumaya devam

Yiğitim canım birtanem..İşten geldiğimde senin yüzün gülüyorsa mutluyum, biraz üzgünsen üzgünüm .Seni hep mutlu görmek en büyük dileğim.Ama tabi olarak bu mükün değil.Bazı günler neşen yerinde bazı günlerse biraz içine kapanıksın.Seni çok seviyorum.Bazen ısırmaktan korkuyorum.:)

Sapanca Güral Wellnes a gittik iş arkadaşlarımızla.Bali masajı yaptırdım ilk kez.Muhteşemdi.Hamam sefası ile birlikte 2 günü orda geçirdik ve uzun zaman sonra Yiğit imden ayrı biraz içim buruk biraz keyfim yerinde bir zaman dilimi geçirdim.

Böyle işte..Çarşamba günü bir aksilik çıkmazsa Milano ya uçuyoruz.Pasaportlar gelmiş idata ya.Vize çıkmıştıur diye umut ediyorum.Yarın göreceğiz.

Yiğitim in pasaport fotoğrafı şahane :)


7 Mayıs 2014 Çarşamba

Şirince



Mayıs aylarında yapılan gezilere bayılıyorum.Bahar da herşey bambaşka..Ne çok sıcak ne çok soğuk.Tam gezme havası.İşte bu duygularla çıktık yola 1 Mayıs ta.
Uçakla önce İzmir Adnan Menderes Havalanına indik ve araba kiraldık.2 çift ve bebişlerimizle çıktık Şirince yoluna.1 saat kadar sonra otelimize yerleştik.İnternetten gördüğüm güzellikteydi Güllüce Konakları..
Zeynep hanım bizi çok güzel karşıladı ve Şirince nin meşhur şerbetlerinden ikram etti.Odamız biraz uafça da olsa balkonu ve bahçe manzarası harikaydı.
Bebişler yorgunluktan uyuyakalınca biz de yol yorgunluğu kahvelerimizi yapıp bahçede sohbet ettik.

İlk günümüz Şirince yi keşfetmekle geçti..Turistik çarşısı, küçük bir müzesi ve şarap evleri var Şirince nin.Beni en çok mutlu eden manzarası ve evleriydi.Turistik bir yerde geziyorken bacaklarını güneşe vermiş , karşı komşusuyla sohbet eden teyzeye rastlayıveriyorsunuz.Doğallık sadece manzarada değil insanında da vardı.Velhasıl ben çok sevdim Şirince yi ama 1 gün yeterli geldi :)

Şirince de sonraki durağımız Efes ti.Efes antik kenti oldukça etkileyeciydi.Meryem ana evi küçük şirin ve mistik bir havadaydı.

Efes ten sonraki durağımız Kuşadası.Kuşadasında çok fazla vakit geçirdik diyemeyeceğim.Ama Maraina içtiğimiz çay ve manzara bende dinlendirici bir etki bıraktı.Kuşadasında kısa bir süre kalıp Seferihisar a geçtik.Seferihisar çarşısı bizim için hayal kırıklığı ,d,.Allah tan Sığacık limanı varmış.Burada dinlenip güzel havanın tadını çıkarttık.

Yiğit bol bol oynadı tatil boyunca.Bizimle bu kadar uzun süre vakit geçirmeyeli çok olmuştu.Bu tatilleri sık sık tekrarlamak lazım.Canım oğlum,tatilimiz yorucu olsa da hayatımızda olman muhteşem!! :)

28 Nisan 2014 Pazartesi

Hayat akarken

Herkese selamlar.Yazmak için tutuşuyorum.Hayatımı toparladım.Hamilelik ve yeni bebek dönemleri sonrası hormonlarım daha düzgün salınıyor sanırım.Beynimi kullanmaya başladım yani.Odaklanabiliyorum hayata kısaca.Neler var neler bu aralar hayatımda kısaca göz atalım :

- Bal böceğim Yiğit im bebeklik devresini geride bırakıp çocukluk dönemine giriyor sanki.Henüz 13 aylık.Yürüyor koşuyor, istediği yapılmayınca tepiniyor.Acıkınca atarlanıyor annesi gibi.Bebeğim dünyaya uyum sağlamaya çalışıyor.Evet bebeğim sen büyüsende bebeğim kalacaksın.
- İşe odaklandım ve kendimi rahat hissettircek bilgi sahibine gelmek üzereyim biraz daha kasacağım ama olsun
- Tatil planları yapıyorum.Ocak ta aldığım Milano biletini yakmakla yakmamak arasında kaldım.Öyle güzel planlarım vardı ki Verona, Como Gölü,Portofino... ah ah başka baharı mı kalcak yoksa gidecek miyiz hala kesinleşmedi.
- ejderha Dövemli Kız a takılıp kaldım.İnsanı çiviliyor okuma aşkıyla servise biniyorum.
Benden kesitler böyle
he unutmadan 1 Mayıs ta Şirince deyiz.Mutlaka yorumlarımı ekleyeceğim