25 Ekim 2015 Pazar

Ev

Eve kapanmak ve ben ?  Mümkün değildi....Haftasonu benim için gezmek, plan yapmak ,yeni bir yerler görmek demekti...Hastalıklardan öyle korkar oldum ki hava biraz soğuksa kapalı bir yere gitmek, kalabalığa girmek benim için ürkütücü oldu.

1 aydır ailece (ben,şamil,şerife anne,yiğit) hastalıklarla uğraşıyoruz ve atlatıyoruz artık..Bir daha herhangi bir mikrobu eve almamak için baya uğraşmam gerekiyor.Dezenfektan ile kapı kolları silmek ...Aman ne oluyor bana ya...

Ah Sonbahar !!! Beni ne hale getirdin ??

23 Ekim 2015 Cuma

Miniğim

Bir yeğenim olacak Şubat ta..Yiğit i kuaföre götürdüğümüz e-bebekte sanki bir kaç ay sonra benim bebeğim doğacakmışsına heyecanla yeni doğan alışverişi yaptım.İstedim ki minik yeğenimin ilk ıslak mendilini,bezini,biberonunu,emziğini,pişik kremini ben alayım.Bir kaç yıl önce raflara bakıp hangisini alsam dediğim bu mağazada öyle heyecanlıydım ki...

Keşke tekrar yaşayabilsem o günleri..Bir miniği kucağa almanın ne kadar zor ve ne kadar keyifli olduğunu bilip bunu yaşayamayacak olmanın üzüntüsünü  ve iyiki Yiğit'im var demenin huzurunu yaşadım dün gece...Biraz da buruldum....

Keşke ler ile süsledim sonra gecemi...Keşke ailem yakın olabilseydi, keşke bakacak güvenilir biri olsaydı...Keşke şartlarımız uygun olsaydı..aman ne diyorum ben.Şükür ki Yiğit im var.
Bir kardeşi olmadığı için üzülmemesini ümit ediyorum gelecekte....

8 Ekim 2015 Perşembe

Sarı Çiçek

Senin gülüşün sıcaklığın huzur veren o halin, sesin, varlığın hepsini bir gün kaybedeceğim diye öyle korkuyorum ki..

Sesini duymadığım günlerde bile varlığının içimi ısıttığını bilmeni isterdim.

Hayatta herkes ama herkesin içinden ufak da olsa kötü bir niyet geçebileceğini tahmin ederken senden hiç bir kötülüğün gelmeyeceğini biliyor olmak, bir insana yüzde yüz güvenebilmenin sadece senin varlığınla olabileceğini idrak ediyorum bu yaşta.

Sarı çiçek,papatya arkadaşların hep sana bu isimlerle seslendi yıllarca...Hep sevildin hep güler yüzlü oldun herkese...

Geçtiğimiz ay bir kaç hafta bizde kaldığında sabah beni uğurlaman lise yıllarımı hatırlattı.Gerçi biraz tartıtşırdık sanki o dönemde, eteğime takardın.Olsun hep iyi bir anne oldun bana.Gerçi rollerimiz karıştı bu ara..O yeniden başladığın sigarana kızmakta çok haklıyım bilesin.Senin sağlığın ve güzelliğinden çalıyor.Hem biliyorsun en tahammül edemediğim şey.

Annecim, ne zaman kafam boşalıp seninle ayakları uzatıp kahve içip sohbet edebileceğiz ?
Farkında mısın yemyeşil bahçedeki evimize her geldiğimde kafam hep dolu hep meşgül...Ya Yiğit yemek yemiyor ya başka bir şey canımı sıkmış.Ne zaman gelecek huzur anneciğim ? Ne olur bunları yapmadan beni bırakıp gitme...

3 Ekim 2015 Cumartesi

Hiç bir şey hayat kadar...

Hayat garip...Yılgınlık dürtüsü ile yaşama sevincini bir arada yaşamak ve bunu hiç anlayamamak
Orta sınıf mahcubiyetin devam ettiği yaşlar ve kendini hayatın merkezinde sananlarla dolu bir iş yaşamı.
Bitmeyen gece çalışmaları
Bitmeyen nezle ve gripler
Hayatıma yeni eklenen  2 haftadır parçam olan bel ağrısı
Selam verip vermeme iklimeleri
Nerede ne söylenirler
Arada gelen ev alsak ya dürtüleri
Sonra tuvalette birden herşeyin bomboş olduğunu düşünüp hayatın anlamının sadece "O an" olduğunu kavrayış,
Bir  belgeselde Alfa moduna geçip "Afrika da yaşasak ya Şamil" dediğimde Şamil in bana bakışı..
Tüm bunlarla birlikte biri bana söyleyebilir mi ?
Neredeyim ben ? Evet neredeyim ?

Hiç bir şey hayat kadar boktan değildir..Yazı hariç, yazı hariç, tek teselli yazı hariç, ..

Ben özgürüm şimdi ya siz ?