31 Mart 2009 Salı

HolidayInn Almaty


Yeni, modern ama bir o kadar da pahalı bir otel Holiday Inn Almaty. Daha ilk adımını atar atmaz şirketin ödemesi dışında 200$ depozito veriyorsun hadi onu geçtim yemekler dudak uçuklatıyor.Basit bir hamburger bile 3200 Tenge.Bu da 35 TL ye yakın bir miktar.Şaka gibi...Ama hakkını da verelim şimdi.Çeşit az olsa da yemekler lezzetli .Sabah kahvaltıları fena değil. Akşam yemeği olarak "nasi goreng" listemde en üst sırada yer aldı. Üzerinde kızarmış tavuk budu ve yumurta olan karidesli pilav.Bir çeşit endonezya yemeği.

Sanırım yavaş yavaş alıştım Kazakistana.Ya da İstanbula dönüşün yaklaşıyor olması mı rahatlamama neden oldu bilmiyorum.Aslında hava güzel olduğunda burası da yaşanabilir bir yer diyorum içimden.Sadece yaşanabilir diyorum sonra.Nefes alıp verirsin ve yaşarsın. O kadar...
Bu arada öğrendiğim diğer Rusça kelimeler:
Niet: hayır (Bu kelimeyi genelde havaalanında üzerime üzerime gelen taksicilere kullanıyorum )
haroşo:güzel
da : evet
Da da da farkındayım. İlerletmem lazım :)

18 Mart 2009 Çarşamba

Sbasiba !



Bugün kar yağıor Almaty de. Soğuk bir gün.Burdaki insanlar ilk geldiğim zamanlardan daha normal geliyor şimdi.Gayet sıcakkanlı davranıyorlar ve gülümseyen yüzleri var.Bembeyaz tenleriyle ortada dolaşan rus güzeller ve kahküllü yuvarlak yüzlü kazaklar. İlginç bir yer burası...Bazı Türkçe konuşan kazaklar ve cool görünümlü ruslar iç içe geçmiş ve ortaya farklı bir millet çıkmış :)

Kaldığımız otelin ismi Holiday Inn.Yeni yapılmış hoş ve temiz.Wireless için para ödemiyoruz.Türk kanallarını izlemek keyifli ancak 4 saatlik fark ,dizileri izlememe engel oluyor.Çoktan uykuya dalmış oluyorum :)

Burda taksi olmaması gelen geçen arabalara otostop çekmemiz şehrin garipliklerinden.Herkes Rusça biliyor ve Rusça bilen burda eminim çok rahat ediyordur..Tek kullanabildiğim Rusça kelime Sbasiba (teşekkür ederim). Daha da ilerleticem.Öğrenmek için güzel bir blog buldum :
http://rusca-dersleri.blogspot.com/

Gelmeden önce develüasyon olmuş burda.Ve Bir kaç ay önce buraya geldiğimde 50 euro karşılığı, 7500 Tenge alırken , şimdi 9500 Tenge alabiliyorum.Benim işime yaradı ancak Kazakların bundan çok da memnun olduğunu düşünmüyorum.

Gelişmelerle karşınızda olucam :)

13 Mart 2009 Cuma

Bahar geliyor musun gelmiyor musun ?


Tam da ısınıyoruz artık incecik tişötleri giyeceğiz derken pat diye bi soğuk hava aldı başını gidiyor.Tamam yavaş yavaş gelsin bahar ama geldiği gibi de gitmesin...Doya doya yaşayalım , yeni açan bahar dallarının güzelliğini..Henüz olmuş ekşi erikleri ağaçtan toplayıp tuza banarak yiyelim.
İstanbul-Düzce seferleri sıklaşacak bu bahar.Haftasonları doğaya doymak istiyorum.Zaten son yıllarda kiraz mevsimine geç kalışım içimi burkuyordu hep. Ananemin arka bahçesindeki kirazları tırtıklanmış, çürümeye yüz tutmuş ,kurda kuşa yem olmak üzere görüp, "geç kaldım, seneye artık .." hayıflanmalarıyla kendimi avutup durmaya son !
Baharda erikleri, temmuz başı kirazları, ağustos ta cevizleri ,son baharda soba üstü kestaneleri kaçırmak yok!

Babamın, üzüm bağıyla süslediği kamelyasının tadını da çıkarmak istiyorum..Hele ektiği çilekleri gururla tattırmak da bir başka zevk onun için :) Üzüm yapraklarını annemle toplayışını görmeliyim.Hiç acele etmeden bir şeye yetişmeden yaşamalıyım bu baharı..
Ot ,böcek korkusu olmadan dalmalıyım bahçeye (beni böyle görse eminim çok sevinir, kucağında ordan oraya atlatmak zorunda kalmazdı babam).Ben yaşamaya hazırım seni bekliyorum Bahar..

Not: Kazakistan gezisi Pazartesi ye ertelendi.O yüzden burdayım.

2 Mart 2009 Pazartesi

Gerçek

Gerçek dediğin şey senin gördüğün kadardır.Sen neyi görmek istiyorsan onu görürsün bazen.Ya da sana ne aktarılmışsa onu görmek istersin.Karşındaki insanı o an düşünmeden , inat edip hayır ben bunu görmek istiyorum dersin sebepsiz bir inatla. Çünkü ona inanmışsındır ve geri dönüş beynini zorlayacaktır.Ne gerek var yorulmaya, bi kez daha düşünmeye. Yaparsın kendi kafana göre bir yorum , bir de tavır içine girersin tamamdır.

İnsanlar hakkında yorum yaparken dikkatli olmaya karar verdim. Gerçek dışı yorumlandığımda bu derece öfkelenirken başkasına bunu uygulamanın yanlışlığını farkettim.

Kendini ifade edememek kadar bir insanı çileden çıkaran bir durum var mıdır ki? Boğazında düğümlenen kelimelerle karşındaki insanın seni anlamak istemeyişini gözlerinle görürken yavaş yavaş kendinden şüphe duymak.Sonra o vazgeçiş.Bu anı bir daha ne yaşamak ne de yaşatmak istiyorum.