30 Nisan 2009 Perşembe

Tren güle güle...

Çocukluğumun hayal meyal hatırladığım küçük bahçesindeyim şimdi...İçinde kocaman bir erik ağacı .Evin karşısında kömür trenleri ve luna park...Her tren geçişinde içinde kömür değil de insan olduğunu hayal edip el sallardık...Bir başkaydı Kozlu da yaşamak.Kışı yazı baharı herşeyi farklıydı. Bir küvete ve kalorifere satıvermiştik ordaki pembe badanalı evimizi..İnsanları birbirinden farklıydı..Ermenisi,rumu,çerkezi,çingenesi,lazı,bolulusu ..Tam bir kültür zenginliği..Böyle bir yerde çocukluk geçirmek herkese nasip olmazdı ya bana nasip oldu.

Herkesin yardımına koşan,kiracıları sürekli değişen değiştikçe hayatımızı yenileyip yeni insanlar katan Gülizar teyze unutamadığım simalardan biriydi.İçten içe hayranlık vardı belkide içimde ya da annemi çok sevmesinden mi kaldı bilmiyorum. Gülizar teyzenin kocaman bahçesinin içinde ayçiçeği,incir ,pancar olurdu.Her mevsime özel yenecek bişey bulunurdu o muhteşem bahçede.. Tavanları yüksekçe, ahşap eski bir rum eviydi Gülizar teyzenin evi ve eminim isteyen her çocuğa oyun yeri olabilirdi. O kadar da severdi çocukları.. Eşi Bekir amcanın içmesine kızardı belki ama bir başkaydı tavırları,neşe içinde yüreğine sokardı sanki insanı...Şimdi nerde ne yapar kimbilir Gülizar Teyze.Ya diğerleri ? Mihrican, Müjgan, Feryal ,Nefise ,Mürüvvet.. Annemin arkadaşları beynime kazınmış sanki gitmiyorlar.Ama Gülizar teyzeyi tek geçerim.Ne de olsa bir kez uyuyakaldığımda eve taşımıştı beni omuzunda..Ah Mürüvvet teyze sen de iyidin de rujunu kaçırıp sürdüğümde annemden gizli çimdiklemelerin pek bi nahoştu...

Dün gece yaşlandığımda nasıl olacağımızı hayal ettik abimle. Ben ismimi Esra teyze diye düşünemiyorum.Böyle bir sıfatım olucak mı ki bir gün ? Olursa acaba nasıl olur.Nasıl bir teyze olurum.Merakla bekliyorum...

27 Nisan 2009 Pazartesi

Mango ile Rusça !


Harika bir site bu Mango.2-3 yıl önce keşfedip İtalyanca öğrenme hevesiyle bağımlısı olduğum site hala ücretsiz.Kendimi Rusçaya adıyorum.Sıkı bir takiple eminim kısa sürede çözeceğim.
Dinleyerek öğrenmek bir başka..Sanki Mango dile gelmiş bana Rusça öğretiyor.Arayüzü çok iyi tasarlanmış.Ama Rusça'nın zor bir dil olduğu kesin.12 dilde eğitim veriyor Mango..Hem de ücretisiz.İlk ders için üyelik bile istemiyor.

22 Nisan 2009 Çarşamba

ADA


Yazmak için yaşamak lazım.Oysa ben yaşamıyorum..Nefes alıyorum, hayal kuruyorum başka bir yerde olduğumu düşünüyorum ama ben bugün yaşamıyorum.

Bir mailleşme furyası aldı bugün herkesi ..Bakalım en fazla kim mail atacak yarışmasındayız sanki. Kazananın ödülü ne olacak çok merak ediyorum.Sorgulamadan yaşıyorum, çalışıyorum...Nereye kadar bunu devam ettireceğimi hiç bilmiyorum.

Tam da son haftam olduğunu düşünürken, gelecek haftalarda yine Kazakistan da olacağımı öğrendim.Düşünün halet-i ruhiyemi...
Yoksa burası bir adamı ? Ben de buraya düştüm ve kurtarılmayı mı bekliyorum. Olabilir mi ki ? Ada beni cezalandırıyor mu ? Öyleyse deniz nerde ??

16 Nisan 2009 Perşembe

Yaşamdan Tat Alınacak 11 an :)



1-Kimsenin seni anlamadığını düşündüğün anda birinin seni anlaması :)

2-Heyecanla Lost u izlemek

4-Yoğun bir iş gününden sonra verilen güzel bir yemek siparişi

5-Yine yoğun bir yemekten sonra tam tadında demlenmiş bir çay

6-Servisteki şekerlemeler (servisten aklımda kalan en güzel şey )

7-Sabah giyinme telaşındayken Karamel in kendini sevdirmesi

8-Yurtdışında, hiç bir sokağı bilmeden tarif üzerine bir arkadaşınla süpermarketi aramak (ve tabi sonunda bulmak)

9-Kareoke de o muhteşem sesi sergilemek :D

10-Almaty dönüş uçak seferi

11-Tabiki alışveriş (bunu son sıraya saklamama ben bile şaşırdım :)

*Karamel : Evimizin muhteşem asil kedisi

14 Nisan 2009 Salı

Yazıyorum , yazamıyorum, yazıyorum...

Yazma özürlülüğü çekiyorum son bir haftadır.Yazacak çok şey birikmişken , özgür bırakmak istiyorum düşünceleri , serpilsinler etrafa...Ama olmuyor bir türlü.

Bir döngüye girdim şimdi, düşünceleri oturtma vaktidir benim için.Derin bir nefes alıp değişme ,belkide bahar temizliği yapma vaktidir beynimde.

"Latife Hanımın Sır Mektupları" isimli 2004 yılına ait bir yazı dizisine takıldım bu aralar..
En az benim kadar etkileneceğinize eminim :

http://www.sabah.com.tr/ozel/latife543/dosya_543.html

http://arsiv.sabah.com.tr/2004/12/20/gnd106.html

6 Nisan 2009 Pazartesi

Marley & Ben

Eğlenmek için sinemaya gidip izleyeceğim demiştim.Metroda her afişi gördüğümde gülmek için ideal bir film olduğunu düşünüyordum .THY Mart ayının filmlerini artık kenara atmış, yeni ay ile birlikte vizyondaki filmleri çıkarmıştı ortaya.Koltuğuma kuruldum , kemerimi biraz daha gevşetip, filmimi izlemeye yüzümde gülücüklerle başladım.

Gayet güzel gidiyordu film. Huysuz köpek başına çok iş açıyordu çiftin.Tamam eğlenceliydi bunlar.Ama ne gerek vardı çiftin henüz doğmamış bebeklerini kaybetmesine.(İşte ilk göz yaşı).Jennifer Aniston'ın köpeğe sarılarak ağladığı an içimi mafetti.Filmin sonu tam bir trajedi.Marley in ölüme yaklaştığı anlar yine içimi parçaladı. Arkamda oturan beyfendiden yüzümü gizleyip ağlarken düşündüm: Ya o an kendimi salarak ağlamaya devam edicektim yada biraz daha sabredip başka şeylere odaklanıcaktım. Elime dergiyi alıp sahnelerin geçmesini bekledim.Ağladığımı arkamdakinin farketmemesinin imkansız olduğunu düşünüp mahcubiyetimi düşünüyordum.Nerde göreceğim ki bir daha yüzünü, boşver diyip tekrar filme odaklandım.Yarı ağlamaklı bitirdim filmi neyseki.
İşte bu psikoloji ile başlıyordum yeni Kazakistan haftasına.Uçaktan indiğimde beni karşılayacak olan Kcell pick-upı nı arıyordum. Benimle birlikte bi kaç kişi daha vardı arabada ve arabanın önünde oturan kişiyle aynı uçaktan indiğimizi sohbet sırasında anladım..Evet o..Uçakta tam da arka koltuğumda oturan..Bir daha nerde göreceğim ki dedim tekrar. :)
Edit (15.04.2009 ) Dönüş uçağında birlikte döndük !