22 Ekim 2012 Pazartesi

Bayram Telaşları

-Doktorumu değiştirdim bugün ilk kez görücem heyecanlıyım !
-Bayram geliyor ailemi sevdiklerimi çok özledim heyecanlıyım !
-Bebişime bebek odası bakmaya devam, araba ve ana kucağı da bakıyoruz.Hele bir küvet beğendim çok çok güzel
-İki şehrin hikayesi heyecanımdan uzak kaldı beni benden almadı , bıraktım.Okuyamadım.Yeni kitap arayışları içindeyim.Güzel bi klasik bulacağıma eminim.Dostoyevski ye devam mı etsem ??
-Limango ve Trendyol dan aldığım bayram özel elbiselerim geldi.Denemek için sabırsızlanıyorumm
-Bayram bir iki gün ailelerle olduktan sonra çocukluk ve ilk gençliğimin geçtiği şehire yani zonguldak a gitme planımız var.Eğer gidersek anaokulumu da ziyaret edeceğim.2001 de bıraktığım şehrin nasıl olduğunu nelerin değiştiğini görmek beni şimdiden heyecanlandırıyor :)

Böyle işte seviyorum ben bayram telaşlarını ! :)

19 Ekim 2012 Cuma

Anne

Biliyorum meyve ye diyorsun o nazik tekmelerinle, süt iç kendine bak diyorsun...Ama anne üzgün bugün, bugün yorgun hafif depresif..Üzmek istemem seni.Ne kadar sertleşti tekmeler.Kızıyorsun kendimi üzdüğüme biliyorum.Ne de tatlısındır sen şimdi.Ellerin yumuk , gözlerini arada açıp açıp...

Bebek odası ve doktor krizlerimiz oldu bizim..Ondan bütün bunlar yavrucağım.Ondan bu vücudumdaki değişiklikler ondan senin tepkilerin..Huysuzlanma geçicek hepsi.Yine mutlu güzel günlerimiz olup,oturup sadece seni düşünüp sevicem karnımı.Endişelerden uzak...

Bu arada Dostoyevski Ev Sahibe sini bitirdim.Çeviri kötüydü sanırım yada romanı sevemedim.Elimde charles Dickens İki Şehrin Hikayesi var.Arada senin ile ilgili konularda bilgilenmek için Mahallenin En Mutlu Bebeği isimli kitabı okuyorum.

Her gördüğüme içimi dökesim var.Beklediğim kişiden beklediğim o şefkati alamanın içler acıtan öfkesi..

5 Ekim 2012 Cuma

Ayna



İş yerimde asansörde bi başıma kaldığım an şöyle bi baktım aynaya...Gizlemeye çalıştığım karnıma, aslında bir zamanlar olmak istediğim halime...En küçüklüğümden beri karnıma tıkıştırdığım tülbent yada yastıklarla hayalini kurduğum halim karşımdaydı..O zamanlar öyle eğlenceli, öyle hoş gelirdi ki gözüme bu halim. O zamanlar ne kadar imrendiğimi hatırlayıp şaşırdım :)

Alyoşa , Natalya, Vanya ve prens dörtlüsünde geçiyor bu ara hayatım.O kadar benliğime işledi ki bu karakterler.Bitirdiğimde üzüleceğim kitaplardan oldu Ezilenler..Daha önce de yaşamıştım bu duyguyu.Aşk , Beni Ararken ve daha nice romanda yaşadığım duygular.İyiki metro açıldı da rahat rahat okuyabiliyorum kitaplarımı :)

Dün akşam Anton Çehov un hikayelerinden oluşan "Sevgili Doktor" isimli tiyatro oyununu izledik Üsküdar da.Ayaklarım yavaş yavaş şişmeye başladığı için ilk perdeden sonra istemesem de ayaklarımı uzatma ihtiyacı duyduğum için arka sıralara yerleştik.Oyunun dekorlarına bayıldım.