22 Eylül 2016 Perşembe

Kaş Gezi Notları




Eylülde yapılabilecek en güzel şey Kaş a gitmekmiş.Ben bunu 30 umdan sonra anladım.Hatta mümkünse her boş bulduğun anda Kaş a gitmeliymiş insan...Denizin, göğün mavisini, etrafın yeşilini begonvilleri içine çekmeliymiş insan..Öyle çok bakmalıymış ki uzun süre gözünü kapattığında orada olduğunu hissetsin.

Bir kaç gün oldu döneli ve her gözümü kapattığımda Patara Prince akdeniz Teras odasının manzarasından denize bakıyorum.Yan tarafımda begonviller..

Yiğit ciğim manzara falan çok takmadı tabi.Eve ne zaman dönücez bu oda küçük falan dedi.Neyseki odada olduğumuz zamnalarda hamur, bant ne varsa oynayacak onlarla oyalandı.Jakuzi keyfi bile yaşadı.Otelin havzu deniz suyundan olunca tadından yenmedi

Kaş ta unutulmayan anılarım ; Kaputaş plajı,Patara Plaı,Çukurbağ yarımadası,Patara Prince otelin eşsiz manzarası ve huzurlu mekanı.

Yalnız en unutulmazı bu otelde pizzadan zehirlenmemiz.Maalesef 1 günü çaldı bizden.Böylesine güzel mekan böylesine kötü işletilebilirdi.Pizza dan bir süre uzak kalacağım.

Kaş ta yemek yenilecek yerlerden biri Hünkar Ocakbaşı,Kaş Marina da Vita.Kalkan da Minik migrosun yanındaki Köfteci.
Marina Vita daki ahtapot gayet başarılı idi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.