Ne zamandır aklımda yazacağım bu anımı ancak uygun ruh haline bugün kavuştum.
Yeni yıla girmeden gittiğimiz Düzce ziyaretinde köyde kalacağımız gece yiğit ve benim yatağımın hazırlanması sonrası babam salona gelip “ geçen gün hani şu geceleri uçan minik güzel kuşlar var ya 1 hafta önce camdan girdi bir tanesi… evde aradık taradık bulamadık. Gece uçarsa korkma olur mu ?” Dedi
uyku sersemi çok anlayamadım tabi ! minik gece kuşu mu ?? O da ne olabilir diyip yattım
sabah kahvaltı sonrası dışarı çıkmak için hazırlananan babam , elini ceketine attığında yaka kısmına sığınmış “ufak gece kuşu” ile geldi salona. Öyle minik ve ellerinde uyuşmuştu ki hemen bir kasede su ayarladık. Minik gece kuşu (!) öldü zannederken sudan içmeye başladı. Kadifemsi sırtını okşarken yarasa olduğuna emin oldum kaseden taşan kocaman kanatları görmemle anında havalanıp uçması bir oldu. Durmadan ve duvarlara çarpmadan çılgınca salonda uçtu. Avizeye ters asıldığında hala şoktaydım:)
minik gece kuşunun yarasa demek olduğunu o an anladım
korkan minik gece kuşu avizenin derinliklerine saklandı ama babam o hasta haliyle merdiveni yukarıdan indirip onu avucuna aldı. Sonrasında doğaya bıraktık
Evden ayrıldıktan sonra bize minik gece kuşu hatırası bıraktı :) babam ile demek minik gece kuşu diyip diyip gülüştük :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.