10 Ağustos 2015 Pazartesi

Gökçeada Tadı Damağımda Kaldı

Sakinlik kelimesinin karşılığı Gökçeada benim için.Dağların arasından görünen masmavi deniz, huzur,rüzgar,toprak ve çocukluğumu hatırlatan rum evleri...

Cuma günü başlayıp Pazar sonlanan bu gezi oldukça kısa gelse de basmakalıp, tekdüze hayatımıza bir renk farklı bir nefes getirdiği kesin...

 Bademli köyü Imbros Organik Otel de konakladık 2 gece.Otelin manzarası harika ancak restorandaki servisin çok da güzel olduğu söylenemez.Çocuk oyun alanı sayesinde kahvaltı,çay kahve keyfi yapabildik.

İlk gün Bademli ve Zeytinli köylerini gezdik.Madam ın Dibek Kakhvesinde kahvelerimizi içtik.Sokakları, rum evlerini dolaştık.

Gece rüzgar ve fırtına sesi ile uyuduk.Yiğit kaldığı odayı yadırgadığı için gece uykuya dalması biraz uzun sürdü.Ertesi sabah kahvaltımızı yapıp adanın güneyine yol aldık.Adaya gelmeden önce de araştırdığımız kadarıyla kuzeyin sahillerinin güneyden daha kayalık ve taşlık olduğunu öğrenmiştik.Laz koyu uzun sahili ve denizi ile bizi memnun etti.
Biraz tüp patlamış gibi kızarsak da harika bir gündü.zaten adada tam anlamıyla geçirdiğimiz tek gün cumartesi idi.

Badem liye dönerken Aydıncık a uğradık.Burada KiteSurfing yapıyordu herkes.Kaslı kaslı kızlar vardı :) Çok eğlenceli birşey gibi görünüyor.Belki bir gün denerim.

Pazar günümüz dönüş telaşesi ile başladı ve öyle devam etti.Gökçeadadan Kabatepe ye geldik.İlk defa gelibolu da şehitliklere gittim.Hem burnum sızladı gözlerim nemlendi hem de bu toprakların değerini kat be kat anladım.30 yaşıma kadar beklememeliydim dedim kendi kendime.Görülesi mekan Conkbayırı, Arıburnu..O tarih kitapları bize buralarda anlatılmalıydı sevgili öğretmenlerim.

Trakya üzerinden Yandex den faydalanarak İstanbul a geldik.Yandex  ile yolculuk sakin yolları önerdiğinden oldukça akıllıca oluyor.

Kıssadan hisse 3 gün Gökçeada için oldukça kısa.
Bana hatıra yüzlerce fotoğrafıyla tadı damağımda kaldı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.