18 Kasım 2009 Çarşamba

Coşkunluk

Ne gelgitli bir gün..Sadece bugün mü ?? Gelgitli bir psikoljiye sahibim şahsıma münhasır.Nedenini bilemiyorum.Bir gün içinde yaşamadığım duygu silsilesi kalmaz..Şaşırıp,üzülüp,mutlu olduğum anlar hep aynı gün içindedir..Öle, bir gün mutlu bir gün hüzünlü geçmez yani..An be an yaşanıyor herşey..En sevdiğim duygu ise coşkunluk...Üzüntüde de mutlulukta da coşkunluk hissi...Ya dibindesindir coşkunken ya da taa en tepede...En tepesi de güzel en dibi de..Tepedeysen düşünmezsin hiç bir şeyi, en dibte iken se bundan daha kötüsü olmaycaktır, yenilenme zamanı dersin...

Coşkunluk tüm hücreleri yeniliyor sanki, yeniden yaratıyor insanı..Bir kere coştun mu dünya başka görünüyor gözüne..Seviyorum coşkunluk hissini ve romantizmi...

Ne güzel söylemişti Haşmet Babaoğlu bir yazısında, zannetiğimiz gibi bir gül, loş ışıkta akşam yemeği , yada güzel manzara mı romantizm ? İçinde o coşkunluk yoksa neye yarar gül ,neye yarar boğaz manzarası...Romantizm coşku demek, ve onu sağlayacak olan güzel bir müzik te olabilir, bir bebek gülümsemesi de, güzel bir resim de...Kısacası herkesin meşrebine göre.. Yıllarca yanlış tanıdık romantizmi..Bir güle bağladık o güzel duyguyu..

Beni sorarsanız, en coşkunluk verecek şey , yıldızlar gökyüzü, tatlı ılık bahar rüzgarı..İlk aklıma gelen bu oldu...Gül de olsa fena mı olur.Eh olmaz tabi :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.